10 Şubat 2014

Amsterdam Ve Berlin Seyahatim

Merhaba herkese;

Uzun zamandır taslaklarda bekleyen bu yazımı sonunda düzenleyip paylaşayım dedim. Gerçi 1 yıldan fazla oldu bu seyahati yapalı ama yayınlamak bugüne kısmet oldu.

Daha önceki yazılarımda Baltık Ülkeleri seyahatlerimden bahsetmiştim ve şimdi de daha batıya olan bir seyahatimi sizlere aktaracağım. Baltık ülkelerinin, özellikle Litvanya'nın yeri bende ayrı ama tabiki diğer seyahat ettiğim ülkeleri de çok beğendim. Bu kez Amsterdam ve Berlin seyahatimi anlatacağım kısaca.

Amsterdam ve Berlin bulunduğumuz konuma göre (Litvanya-Vilnius) gidilmesi gerçekten zor bir güzergahta idi. İki kızın aklına düştü ama bir kere bu şehirler. Başladık plan yapmaya; yazdık, çizdik, hesapladık, araştırdık. En son haliyle plan şuydu; Vilnius'tan otobüsle Varşova'ya geçiyoruz. Sonra uçakla Eindhoven'a uçuyoruz ve ardından trenle Amsterdam'a gidiyoruz. Oradan da Berlin'e otobüsle gidiyoruz. Son durak da yine otobüsle çıkış noktamız olan Vilnius.

Varşova-Vilnius veya Vilnius-Varşova (Polonya) seferlerinizi Ecolines veya Lux Express firmasını kullanarak yapabilirsiniz. Biz Lux Express kullanarak Vilnius'tan Varşova'ya gittik. Oradan da havayolu ile Eindhoven'a gittik.



Havayolu şirketi olarak Ryanair'ı tercih ettik. Neden mi? Çünkü sırt çantanız ile tercih edebileceğiniz en ucuz biletler bu şirkette. Eindhoven'dan Amsterdam'a da trenyolu ile ulaşırsanız daha iyi ve kazançlı tabiki. Biz de öyle yaptık ve 1.5-2 saatlik tren yolculuğu ardından Amsterdam'a hava kararınca ulaşabildik sonunda. Yukarıdaki fotoğrafı da tren garında trenimizin kalkışını beklerken çektim.

Hostelde kalacaksanız size önerebileceğim site http://www.hostelbookers.com/ olur.

Amsterdam'da kanal turu biz gittiğimizde 15 € idi. Tabiki bu sayı oldukça pahalı ama gelmişken bu turu yapmadan dönseydik üzülürdük. Gerçekten güzel ve uzun süren bir turdu.

Gidince yapsanız harika olacak bir şey de Madame Tussauds Müzesi'ne gitmek. Yani nam'ı değer balmumu heykelleri müzesi. Sanırım biz en çok orada eğlendik. Üstelik girmekle girmemek arasında kaldık kapıda. Kapıdaki görevliye öğrenci fiyatını sorduk (biliyoruz ama işte yine de soralım dedik). Öğrenci fiyatı 18 € idi. Ama görevli bizden 16 € aldı. Şanslı günümüzdeyiz. Müzenin içi harika. Her şey gerçek gibi. Şu fotoğraf heykellerin gerçek gibi oluşunu anlatan onlarca kareden bir tanesi:


Bunlar haricinde Amsterdam sokaklarında dolaştık biraz, bisikletli insanların arasında. Söylemeden geçmeyeyim, Amsterdam'da oldukça fazla sayıda bisikletli insan var. Trafik ışıklarında yer yer onlar için de ışık konulmuş. Bisikletlerin arasında biraz hediyelik eşya baktık, birkaç müze daha ziyaret ettik. Gezimizi böylece noktaladık.

Amsterdam'dan Berlin'e Eurolines otobüs firması ile gitttik. 10 saat sürdü yolculuğumuz. Gece yolculuğu olduğu için uyuyarak geçirdik. Otobüste başka Türkler de vardı. Hatta Asya Türkleri bile vardı, tam anlaşamasak da konuşmaya çalıştık.

Berlin'e vardığımızda ilk dikkat çeken şey gelişmiş bir ülkeye indiğimizdi. "Adamlar çalışmış" dedim içimden. Hem tarih hem gelişmişlik iç içe. Darısı İstanbul'un başına diyelim ve konumuza dönelim.

Berlin sokaklarını, tarihi kiliselerini, özgürlük anıtlarını vs çoğu şeyi yürüyerek gezmek istedik. Ama bu o kadar da kolay olmadı. Tabiki metro ve banliyö trenlerini oldukça fazla kullanmak zorunda kaldık. Şehir büyük. Metro ve banliyö trenleri güzergahları oldukça karışık geldi başta ama birkaç kullanışta elimizdeki örümcek ağı gibi görünen şehir güzergah haritasını çözmeyi başardık.

Berlin'de gitmeyi en çok istediğim yer Berlin Hayvanat Bahçesi'ydi. İlk olarak eşyalarımızı hostel'e bırakıp oraya gittik ama mükemmel dondurucu bir soğuk vardı Berlin'de. Amsterdam'da bu kadar üşümemiştik doğrusu. Bu soğukta o hayvanat bahçesine vardık. Burası Avrupa'nın en çok ziyaret edilen hayvanat bahçesi. Minik arkadaşlarımız da bizim gibi heyecanlı tabii:


Hayvanat bahçesi içinde bir de akvaryum var. Burayı da ziyaret etmeden çıkmayın diye küçük bir tavsiyem var.

Hayvanat bahçesi ziyaretinden sonra bir de müzelere gidelim bakalım dedik. Museumsinsel Berlin'de (Müze Adası) birkaç tane büyük müze var. Dinazorlardan tarihi eserlere, Türk eserlerinden Almanya eserlerine birçok müze içeriği var.


Biz Pergamon Museum'a gittik. İçinde İslam Eserleri Müzesi de vardı:


Bu müzede geçmiş çağlardan günümüze oldukça fazla şey gördük. Nerelerden nerelerden alınıp Almanya'ya getirilmişler bir bilseniz. Hani bazen bizim eserleri de gördükçe "bunu da mı almışlar" diyip iç çekmedik değil.

Müze Adası'ndan sonra da eskiden Doğu Berlin ve Batı Berlin diye ayrılan bölgeye ve Checkpoint Charlie'ye gittik. Daha sonra hediyelik eşya bakalım dedik ve tüm hediyelik eşyalar sanki Berlin Duvarı'nı anlatmaya çalışıyordu. Öyle bir hava vardı hep. Hatta duvardan kalan parçaları bile hediyelik eşya olarak satıyorlardı. Hoş bir hediye olabilir tabi.

Berlin'de olan bir dikkat çeken özellik de alışveriş merkezlerindeki araba fuarları. Araba sanayisi bu kadar gelişmiş bir ülkede olmazsa olmaz tabi:


 Almanya'ya gelip de Litvanya'da uzak kaldığımız Türk yemeklerinden yememek olmaz tabiki. Yediğim yemekleri paylaşmak huyum değildir ama öyle böyle değil nasıl bir hasretlikse baya bir şey yedik burada. Tabiki Türklerin elinden çıkma yemekler, Türk yemekleri.

Berlin'e gelmişken bir de Türklerin çok çok fazla olduğu bir semt var. Kreuzberg Semti. Gidelim görelim dedik. İngilizce konuşmaya gerek bile kalmadı burada. Herkes Türk. Hatta buraya "Küçük İstanbul" deniyormuş. Uzun zaman sonra doya doya Türkçe konuşmak çok güzel bir histi bizim için. Tüm tabelalar da Türkçe. Bir de fotoğraf göstereyim size Kreuzberg'den:



Berlin güzel, kısaca. Gelmenizi görmenizi tavsiye edebileceğim bir yer. Hele de bizim gibi yılbaşına yakın gelirseniz kendinizi kutlamaların, gösterilerin, kermeslerin içinde bulabilirsiniz.

Hoşçakalın.


2 yorum:

  1. Konuyla direk alakalı değil ama bir şey sormak istiyorum.

    99 da ösym ile Gediminas teknik ün.ne yerleşmiştim (bilg.müh.) eğitim dili yerel olduğundan 2 hafta sonra dönmüştüm. Siz de orda bulundunuz anladığım kadarıyla. Hep merak ettim ve aklımda kaldı Eğitimi nasıldı acaba diye. Geri dönmesemiydim diye vs. Orda okuduysanız nasıldı diye sorsam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar; Evet orada 5 ay kadar eğitim gördüm. İngilizce olarak aldım dersleri. Hocalar kaliteli idi benim zamanımda. Sizin zamanınızda ders dilinin yerel olması talihsizlik olmuş. Onun haricinde ülke sakin ve şehir güzeldi yemyeşil doğası ile.

      Sil